hesabın var mı? giriş yap

  • hayatını kararttığı karahan çantay gurbet ellerde öldü ve cenazesi türkiye'ye getirilemiyor. nuriş gibi itlerle adamı buralardan sürdü, sonra da masum ve vefakar anne rolünü oynadı. her yerinden arabesk akan kadın.

  • video: ispanya arda turan'ın golünü konuşuyor (atl. madrid 2 - 0 getafe)

    http://www.youtube.com/watch?v=m5hnh72fgmy

    yorum: "ispanyadan arkadaşımı aradım meşgule verdi msj attı. bu golü konusuyoruz daha sonra ara dedi."

    dbe editi: o kadar entry yazdım, uzun uzun anlattım. şu yorum kadar kadir kıymetim olmadı. listelere giremedi. yazıklar olsun sözlük. bu vesileyle; eyy nadyokomanachi nickli youtube kullanıcısı, sen de hakkını helal et moruk. taçsız kral pele'ye de selamlar..

  • anlaşılması gereken temel farklılık, dinlerdeki tanrı kavramının doğasına ilişkindir. doğal olarak insanlara daha entelektüel ihtiyaçları hakkında sorular soran dinler, insanların daha maddi ihtiyaçları hakkında sorular soran bir dinden farklı bir tanrı kavramına sahip olacaktır.

    semavi dinler ile dharmik dinler (hinduizm, budizm, jainizm, şintoizm vb.)arasında büyük bir uçurum vardır.

    *batı dinlerinde doğrusal bir zaman kavramı ve tek bir yaratıcı tanrı vardır. insanların tanrı'nın kulu olarak işlevi, o'na sürekli şükretmek, o'nu övmek ve yüceltmek ve o'nun emirlerini yerine getirmek ve kulluk teslimiyetlerinin karşılığı olarak ahirette, görkemli bir cennette ebediyen ödüllendirileceklerini ummaktır. günah, büyük bir endişe kaynağıdır. mücadele edilmesi gereken temel mesele ontolojiktir “olmak”: allah'ın kulu olmak, günahkar olmak, nankör olmak, kafir olmak vb.

    dharmik dinler ise döngüsel bir zaman kavramına sahiptir ve tanrı hakkında bilgiler belirsiz hatta kayıtsızdır. ama hepsinden öte, tanrı'yı evrenden ayrı olarak görmezler, yani panteisttirler. tanrı hiçbir şey talep etmez, çünkü kendi mahiyetini insan vasıtasıyla ve yaratılışla ifade etmektedir. tanrılara tapmaya kesinlikle gerek yok çünkü insanlar ilahi doğanın tezahürleridir. günahın hiçbir önemi yoktur çünkü tüm insanların eylemleri sonuçları üretir: karma.

    *dharmik dinler için temel sorun epistemolojiktir; bilgi sorunudur. yani gerçek doğamızdan habersiziz ve bu nedenle acı ve hoşnutsuzluk yaşıyoruz. manevi yaşamın amacı, gerçek doğamızı bilmek ve gerçekleştirmek, özgür ve mutlu olmaktır.

    *olay felsefe ve teoloji arasındaki farkın yanı sıra dharma ile kayıtsız şartsız iman arasındaki farktır. çünkü özünde dharma, varoluşun temel doğasına ilişkin bir kavramdır. bu, mısırlılar tarafından da ma'at terimiyle soyut olarak kavranmış bir fikir olan kozmosun düzenidir. dharma inancı, dini inancın ötesinde içsel bir gerçekliktir, inançtan bağımsızdır.

    *felsefeyi mantıklı bir sona doğru ilerletme yeteneği, yalnızca teolojik iddialar göz ardı edildiğinde gerçekleşir. felsefi bir soru ortaya atıldığı ve muhakeme talep edildiği anda, semavi dinler incelemeyi kendi dinleri paradigmasından yaparlar ve genellikle sonuçsuz kalır. dharmik dinlerde, semavi dinlerin aksine, sorgulama her şeyin temelidir. vedaların kendileri kozmik sorgulamayı ifade eder.

    *din tam bir hayat sistemidir, hayatın her yönünü kontrol eder. dharmalar kişinin kendisini soruşturmasına dayanır, tanrı ikincildir, doğru ve yanlış yazılmaz, ahlak zamanla değişir, cennet ve cehennem geçicidir, reenkarnasyon vardır.

    *ibrahimi dinler, dini metinlerinde ne yazıyorsa ona inanmak zorundadır ve sadece bu kuralları takip edebilirler. yaratılış merkezli dinler oldukları için hayal gücü özgürlüğü yoktur. dharmik dinler fikir merkezli dinlerdir.

    *dharmik dinlerde tanrı, şarkı söyleyerek, dans ederek, sanatla, meditasyonla ve hatta savaşarak övülebilir. ibrahimi dinler duayı vurgularken, dharmik dinler meditasyonu vurgular.

  • bugün rüyamda görerek çok etkilendiğim bir durumdur.

    o kadar ilginç geldi ki...
    onu küçükken yaşadığım evden aldım şu an yaşadığım eve getirdim.
    odasını gösterdim. saçlarını taradım.
    bunlar sanırım küçükken özlemini duyduğum şeylerdi.
    bir an gerçek olmasını diledim. küçük yaşta annesiz kalmanın yarası sanırım hiç geçmiyor.
    rüyamda kendimin annesiydim.

    *sözlüğü ankete çevirdinizciler ötede dursun lütfen.

    *sadece bu başlığı okuma zahmetinde bulunanların kendi çocukluğunu evlat edinseydi onunla neler yapacağını merak ettim.
    saygılar selamlar

  • buradaki asıl sorun türkçe bilmeyen insanların vatandaş olması değildir.

    asıl sorun, sadece bir kişinin istediği olsun diye bu kadar insana vatandaşlık verilmesidir.

  • nba'in tüm zamanlar asist ve top çalma lideri olan efsanevi point guard. magic johnson 42 yaşına kadar oynasa onun asist rekorunu kırar, sadece asist üzerine kurulu bir oyuncu gibi başlıkta garip entryler mevcut. bu makine mühendisi kılıklı tip, magic'in asist rekorunu kırarken 860 maçta oynamış. magic ise 874 maçta oynamış. bu ne demek oluyor? magic 32 yaşında basketbolu bıraktığına göre john stockton bu rekoru kırarken ikisi de prime'ında demektir. john stockton rekoru 38 yaşında kırdı gibi bir durum yok. kaldı ki adam nba'de ki ilk üç yılında back-up point guard.

    bu adam sırf asist üzerine kurulu bir oyuncu demek için hiç bir maçını izlememiş olmak lazım. maçını izlemediyseniz de dönün bakın bari prime zamanında ki istatistiklerine. hücumun ana temeli pick and roll olan bir oyunda efektif bir skorer değilse zaten bu kadar asist yapması mümkün değil. yanında karl malone gibi bir skorer varken de gerekmedikçe takımın skor lideri olmaz. %50'yle 15-17 sayı ortalamaları olması bu yüzdendir. kendisinin skorer olmamasından kaynaklı değil.

    nba kariyerinde hiç şampiyonluk yaşamaması meselesine gelelim. biraz nba'i takip eden ve amerikayı bilen biri için bunun cevabı basittir. 19 sezon utahta oynarsan nah alırsın. bu adamın oynadığı her sezon utahla playoffa kalması,5 konferans finali ve 2 kere nba finali oynaması bile başlı başına bir inceleme konusudur. final oynadığı dönem de mj için çizilmiş projenin son aşamasına denk gelir.

    benim gözümde top elindeyken en iyi basketbol tercihlerini yapan muhasebecidir. en çok saygı duyduğum oyuncu da kendileridir. nedeni de kendisinden beklentilerle çıktığı seviye arasında ki uçurumdur. kidd,magic vb point guardlar lige girmeden o seviyelere çıkması beklenen isimlerdi. stockton ise utah tarafından 1984 draftinde 16'nci sıradan seçildiğinde salonda büyük bir uğultu olmuştur. kimdir bu herif diye. 19 sezon oynayıp kariyerini bitirdikten sonra da arenanın önüne heykelini diktiler.